İslam Sanatları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin Yeditepe Bienali Etkinlikleri kapsamında başlatmış olduğu seminerlerin ilki “Küratör Olmak İstiyorum” başlığıyla Emine Canlı’nın moderatörlüğünde Beral Madra’nın konuk olduğu programla gerçekleştirildi.
FSM Ayasofya’da yoğun bir katılımla gerçekleştirilen programda; Türkiye'de çağdaş sanat ya da bienal küratörlüğü denildiğinde akla gelen ilk isim olan Beral Madra, sanat eseri, sergi, bienal, küratörlük ve sanat yöneticiliğinin farkı gibi kavramlar etrafında konuştu ve bu kavramlara dair kendi çalışma hayatından örnekler verdi.
Özellikle ülkemizdeki sanat endüstrisinin gelişme sürecinde küratörün ne olduğu, neler yaptığını anekdotlarla anlatan Madra, “Birçok üniversitede sanat yönetimi bölümü ve kültür yönetimi bölümü var. Oradan mezun olanların istedikleri ilk şey küratör olmak.” diye söze başlayarak “Küratörün ana amacı, sanat yapıtının değerinin ve sanatçının isteği doğrultusunda mesajın topluma en doğru koşullarda ve en etkin biçimde iletilmesi ve toplum tarafından benimsetilmesidir. Yapıtın sanat piyasasında işlem görmesini sağlamak, müzayede danışmanlığı yapmak küratörün işlevi ve görevi değildir. Bu işleri yapana sanat yöneticisi, art manager denir; küratör denmez.” sözleriyle konuşmasını sürdürdü.
Programda, küratörün, gerçek bir küratör olduğunun yapıtların sunumuna eşlik eden metinden ve bu metinlerin yapıtlarla ilişkisinden anlaşılacağını belirten Beral Madra, bunun için de küratörün sanatçıların üretimini, eserlerini incelemiş olması gerektiğinin altını çizdi: “Küratörlük, kesinlikle büyük bir bilgi sahibi olmak gerektiriyor. Sanat Tarihi 20. Yüzyıl sanatı çok iyi bilinmeli. 20. Yüzyılda üretilen her şey bugün yine üretiliyor. O kadar benzerlikler var ki. 20 yüzyıldaki bütün kavramlar, eleştirel teoriler bugün de kullanılıyor. Sanat yönetimi bölümlerinin sergi salonlarına da sahip olmaları lazım ve her aşamada öğrencilerine sergi yapmayı öğretmeleri lazım.”